Tam Gün Yasası’nın Altında Neler Var?

Bir süredir sağlık sisteminde tam gün yasası tartışılıyor, sağlık haberlerinde çok fazla yer alıyor.

Tam gün yasasının detaylarını sizlerle paylaşmayacağım, sadece bu konuda gözlemlerimi sizlere sunmak istiyorum.

Hükümet, hekimin özel, devlet veya üniversite hastanelerinden birini tercih etmesini ve tam gün orda görev almasını istemektedir. Hastanelerin bir ticarethaneye dönmemesini, hastanelerdeki eğitim ve araştırmaların daha iyi olmasını istemektedir.

Hekimler, maddi manevi huzurlu olabilecekleri, görev aldıkları birimlerde şiddetin hakim olmadığı çalışma ortamları istemektedir.

Halkımız ise en iyi şekilde sağlık hizmetinin sunulmasını doğal olarak istemektedir.

Aslında böyle baktığınızda herkes haklı. Evet herkesin haklı olduğu noktalar var. Biz hekimler, bu mesleğe adım attığımızda bir iş değil bir yaşam biçimi seçmiş oluyoruz. Hekimlik bir meslekten öte bir yaşam biçimidir. İşte bu yaşam biçiminin huzurlu olmasını istememiz, halkımızın iyi hizmet beklemesi, sağlıklarında bir sıkıntı olduğunda bizleri en iyi şekilde yanlarında hissetmeleri gayet normaldir. Hükümetinde iyi bir sağlık hizmetini sunmak için adım atması da doğru bir yaklaşımdır. Ama keşke herşey bu kadar toz pembe olsa…

Bir hekimin tüm gün bir yerde görev alması yanlış bir uygulama değil, fakat görev aldığı yerde uygulamalarda yanlışlıklar varsa sağlık sisteminin düzgün gitmesinden söz edilebilir mi? Her uygulamaya farklı puanlar vererek, performans sistemi başlığı altında hastanın sağlığı için uygulamalar sayısal değerler içerisine sokulabilir mi? Hekimler arasında puanlardan ötürü ayrımcılık yapılması ne kadar doğru? Yani sadece bir hekimin tam gün bir hastanede çalışması sağlık sisteminin daha iyi olmasını sağlamamaktadır.

Hekim tam gün hastanede çalıştığında eğitimin ve araştırmaların daha fazla olacağı hükümet tarafından düşünülmektedir. Eğitim için yeterli araç, gereç ve mekanlar olmazsa eğitim yeterli düzeye gelemez ki! Bugünlerde yaşadığımız gibi eğitimi verecek hekimler, üniversitelerden özel hastanelere geçiş yapmaya devam ederlerse eğitim kendiliğinden oluşmaz ki! Sağlık Bakanlığı’na ait eğitim hastanelerinde asistan hekimler günde insani sınırların üzerinde hasta bakarlarsa, hocaları tam gün o hastanede olsalar bile eğitime zaman bulamazlar ki! Eğitim faaliyetleri kağıt üzerinde olmaya devam eder. Araştırmalar için yeterli maddi destek verilmezse hekimlerin araştırmalara ayırdıkları zaman artamaz ki!

Yukarda da yazdığım gibi, hükümet hastanelerin ticarethanelere dönüşmesini istemiyor. Gayet güzel bir düşünce, çünkü bizler hekimiz, tüccar değiliz. Peki düşünce güzel de şuan özel hastaneler nasıl ve hangi mantıkta çalışıyor? Karın tokluğuna hasta mı bakıyorlar? Gayet de güzel ticaterin yapıldığı mekanlar haline dönüştü.

Geçen gün bir haber yayınladı. Bilmem dikkatinizi çekti mi? Haberin başlığı, haberin içeriğini de çok güzel anlatıyor. Aynen şöyle: ‘Tam günde bakanlık ve özeller mutabakat imzaladı, özellere 1000 hekim kadrosu veriliyor’ Bu anlaşma ile özel hastaneler bu sistemden ne güzelde yararlanmış oluyorlar. Bu anlaşma ile sağlık ticarete dökülmüyor mu? Çok açık bir şekilde sağlık sistemi özele kayıyor. Hani hastaneler ticarethane olmamalıydı, ama işte bu uygulama sağlığın ticarete dönüşmesidir. Eğitim ve araştırmalar ne olacak? Çok açık, daha da kötüye gidecek, çünkü o faaliyetleri sağlayacak akademisyenler özel hastaneler geçiş yapacak, şuan da olduğu gibi.

Her uygulamanın bir sebebi de, yaralanan kesimi de vardır.

Sevgi ve saygılarımla

Uzm. Dr. Erdinç Nayır

İLGİLİ YAZILAR

10,259BeğenenlerBeğen
11,061TakipçilerTakip Et
8,931TakipçilerTakip Et

TUS’da Başarının Yol Haritası

Hayatta attığın her adım sana özel olmalı Sen gülmelisin hayatına Sen tutmalısın yüreğinde geleceğini Hüzün de neymiş , ne işe yarar ki? Ben yapamam diyerek, ne kadar adım...