Havayolu pilotları ölümle sonuçlanabilen deri kanseri riski taşıyor. Bunun nedeni ise Amerikalı araştırmacılara göre kokpit radyasyonu ve kokpit camlarının ultra viole ışınlardan koruma sağlamaması.
Pilotlar çalışma hayatı boyunca kokpit içerisindeki radyasyona maruz kalıyor. Genellikle 30.000 feet üzerinde uçan yolcu uçakları, kalın bulut tabakalarının üzerinde seyir halinde. Bu durumda güneş ışınları bulut tabakalarından yansıyarak UV radyasyonunu daha da üst seviyelere çıkmasına sebep oluyor. Aynı durum karlı alanlar için de geçerli, Güneş ışınlarının karlı bölgelerden yansıması yine UV radyasyon seviyesini artırarak pilotların risk seviyesini yükseltiyor. 1 saatlik bir uçuş 20 dakikalık güneşte yanmaya eşit. Ortalama 1 yılda 1.000 saat uçan bir pilot, yaklaşık 350 saat güneş altında yanmış oluyor.
Polikarbonat plastik veya çok katmanlı kompozit malzemeden oluşan kokpitin ön camlarının UV-A radyasyonunu tam olarak bloke edememesi pilotların riskini artıran en önemli faktör. UV-A radyasyonu hücrelerde DNA hasarı yaratabiliyor. Bu durumda Melanoma olarak bilinen öldürücü deri kanseri pilotları yakalayabilmekte. Araştırmacılar uçuş esnasında meydana gelen radyasyon seviyelerini kokpitte takip etmeye devam ediyor. (kaynak: pilotajhaber.com)