Sağlık gündemi, sağlığımızın gündemi dedim ve bir yazı serisine daha başladım. Bundan sonra belli aralıklarla sağlık gündemini, haberleri değerlendireceğim.
Sağlıkta şiddet olayları hızla devam ediyor. Manavgat Devlet Hastanesi’nde acil serviste görevli doktor arkadaşımıza hasta müdahalesi sırasında bir hasta yakının “Sen nasıl soru soruyorsun? Buraların Allah’ı mısın? Doktor dövenler boşuna dövmüyor. Böyle saçma soru sorma” diyerek şiddet uygulaması sağlıkta şiddetin boyutunu çok iyi gösteriyor. Hekim hastasını en iyi şekilde iyileştirmek için sorular sorması bile artık şiddet sebebi olabiliyor. Artık biz hekimler, hastamıza sorduğumuz sorulara da dikkat etmemiz gerekiyor demek ki!!! Şu bilinmelidir ki, şiddet olayları yüzünden hekimler ile hastaların arası açılıyor, artık hekimler sıkıntı yaşayacakları durumların içerisine girmemek için uzak durmaya başladılar. Bu sağlık hizmeti için önemli bir durumdur. Hekimler, sağlık çalışanları ile hastaların arası daha da açılmadan sağlıkta şiddete yönelik önlem alınmalıdır.
Sağlıkta şiddet gündemden düşmüyor, ama hep de negatif durumlar yaşamıyoruz. Yine bir meslektaşımızın başarısıyla gurur duymaktayız. Türkiye’nin altıncı yüz nakli, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ömer Özkan önderliğinde ekip ile gerçekleştirildi. Öncelikle Ömer hocamızı, daha sonra bu operasyonda görev alan tüm hekim ve sağlık çalışanlarını tebrik ederim. Ülkemizin sağlık alanındaki en başarılı işlerini gerçekleştirmekteler.
Hastalarımızın ilaçlara ulaşmasında sıkıntı yaşanması beni en çok üzen durumlardır. Maalesef kanser hastalarımızın bir kısmında bu üzücü durumla karşılaşıyoruz. İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 5 aydır lösemi (kan kanseri) tedavisi gören 10 yaşındaki Fahrican Okutucu için gereken 150 Euro’luk ‘Lanvis’ adlı ilaç, üç aydır temin edememesi şuan gündemdedir. Bu sıkıntı yaşayan hastalardan sadece biri. Benim kanser hastalarım da aynı sıkıntıları yaşamaktadır. Türk Eczacılar Birliği (TEB)’ne gönderilen reçetelerde çok komik ve basit nedenler bulunarak hastaların ilaçlarının sağlanması geciktirilmektedir.
‘TEB Başkanı Erdoğan Çolak: Eşdeğer ilaçta hekimlerin direncini anlamak mümkün değildir’ diyerek gündeme bir giriş yaptı. Eşdeğer ilaçların kullanımıyla sağlıkta ciddi anlamda tasarruf yapılacağını içeren açıklamalarda bulundu ve açıklamlarında şu kısıma dikkat etmek gerekir. Çolak, Sağlık Bakanlığı’nın da eşdeğer ilaç kullanımını desteklediğini ifade ederek, “Ancak bazı hekimlerden gelen direnci de anlayabilmek mümkün değildir” eleştirisinde bulundu. “İlacı reçete edenin hekim, ilaç uzmanının ise eczacı” olduğunu anlatan Çolak, hastaya maksimum fayda sağlamak açısından bu konuda sağlık çalışanlarının işbirliği yapması gerektiğini savundu. Çolak, “Çünkü, hastaya eşdeğer ilaç vererek kamu bütçesini korumazsak, sağlık harcamalarında kesintilerle karşı karşıya kalıyoruz. Eczacı, hastaya faydalı olmayacak bir ilacı sırf tasarruf amacıyla asla vermez. O yüzden hastalarımızın ilacın eşdeğerini veren eczacıya güvenmesi gerekir” diye konuştu.
Sayın TEB Başkanı, söylediklerinizin bir kısmına katılıyorum, ama işin yapılış şeklini biraz incelerseniz, eczaneleri denetlerseniz bazı eczacı arkadaşlarımızın hekimlerin tercihlerini ve düşüncelerini hiçe sayarak sadece maddi sebeplerle eş değer ilaçları hastalara verdiğini görürsünüz. Bir hekim olarak, bir orjinal ilacın eş değeri piyasaya girdiğinde o ilacın eş değerlik çalışmalarına güvenemiyorsam ve hastalarımda istediğim etkiyi göremiyorsam benim de ilaç tercihlerime eczacı arkadaşlarımın saygı göstermesini beklerim.
Dünyada sayılı Türkiye’de ise ilk kez İzmir’de başlayan ‘engelsiz eczane’ projesi kapsamında sesli ilaç kutuları, eczanelerde yerini aldı. Eczaneler tarafından ücretsiz olarak dağıtımı yapılan dijital ses kayıt cihazları; ilaç adı, kullanım şekli ve son kullanım tarihi bilgilerini içerirken, hizmetten yararlanmaya başlayan görme engelliler bu projeye onay vermişler ve beğeni ile karşılaşmışlar.
Sağlık hizmetinde artık teknolojiyi en iyi şekilde kullanmalıyız. Herkesin elinde akıllı telefonlar varken bunları sağlık hizmetinde kullanmamak büyük eksiklik olur diye düşünüyorum. Hastalarımıza sağlık hizmetini sunarken teknolojiyi kullanırsak onların yaşamlarını ve sağlık hizmeti alımlarını kolaylaştırabiliriz.
Sonuç:
- Sağlıkta şiddet konusunda artık sağlık çalışanlarının sabrı kalmamıştır. Tükenmişlik sendromu çalışanları sarmaktadır. Bir an önce etkin yasalar çıkarılmalıdır.
- Her şeyin başı sağlıksa hadi sağlıkta şiddet yasasını bir an önce çıkaralım!!!
- Ülkemizde transplantasyon konusunda kendini geliştiren hekimler mutlaka desteklenmelidir. Bu konuda kendini geliştiren ve başarılı transplantasyon operasyonlarını gerçekleştiren hekimlere kulak verilmeli, önlerindeki sıkıntılar düzeltilmelidir.
- Sayın TEB Başkanı, hastalarımıza ilaç temini konusunda biraz daha kolaylık sağlamalısınız, birçok hastanın mağdur olması biz hekimleri çok üzmektedir.
- Eczacılar da hekimler de etik çerçevede çalışmalıdır, eczacı reçeteyi yazan hekime, hekim de ilacı temin eden eczacıya saygı göstermelidir. Maddi kaygılar, ilaç temininde ön plana geçmemelidir.
Sevgi ve saygılarımla
Uzm. Dr. Erdinç Nayır