Popüler Sağlık Dergisi’nde Doç. Dr. Ufuk YILMAZ ile röporaj…
” Türkiye’de 50 bin akciğer kanseri hastası var”
Türkiye’de, 2008 yılı istatistik verilerine göre akciğer kanserinde bir yıl içinde saptanan yeni akciğer kanserli olgu hızı, erkekler için yüzbinde 70, kadınlarda ise yüzbinde 8,4. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre, Türkiye’nin 2013 yılı toplam nüfusu 76 milyonun üzerindedir. Buna göre her yıl 30bin yeni akciğer kanserli hasta oluşmaktadır. Yeni akciğer kanserli hastaların 27.bininin erkek, 3bininin kadın hasta olacağını söyleyebiliriz. Her iki cinsiyette de 50 yaşından itibaren başlayan görülme sıklığındaki artış, 70’li yaşlarda zirve seviyesine ulaşmaktadır. 2012 yılı itibariyle, ülkemizde yeni ve eski akciğer kanserli 49.264 hasta bulunmaktadır
Her hastanın akciğer kanseri aynı tip değildir
Her hastanın akciğer kanseri aynı tip değildir,aynı tip kanseri olan her hastanın da kanseri aynı değildir. Her tümör farklı özellikler içeren, farklı sayı ve tipte genetik değişikliklere sahip hücrelerden oluşur. Hastadaki tümöre özgü genetik özellikleri tespit edip, tümöre ait genetik imzayı saptamak ve tümörün imzasına uygun kişiye özel ilaçlar seçmek, her kişiye farklı ilaçlardan oluşan bir reçete ortaya çıkaracaktır. Bu reçetedeki ilaçlar, kanserin devamından sorumlu genetik hasarı hedefleyecek ve başarı şansımızı arttıracaktır
Ülkemizde kansere bağlı ölümlerde akciğer kanseri ilk sırada yer alıyor.
Kişiye özel tedaviler bu geniş hasta grubundaki hastalar ve tedavileri arasında bir farklılık sağlıyor. Araştırmalar sonrasında, örneğin adenokanser tipindeki akciğer kanserinin %75’inde genetik değişiklikleri artık biliyoruz. Bu genetik değişiklikleri tek tek veya onlarcasını bir anda tetkik edebiliyor ve genetik değişikliği saptayabiliyoruz. Böylelikle uygun tedavi seçeneklerini seçebiliyoruz. Bu şekilde seçilen ilaçlar ile elde edilen cevap oranları %70-80’lere kadar ulaşabiliyor. Bu önemli bir gelişme. Ayrıca bu ilaçların ağızdan alınan tablet şeklinde olması kullanım kolaylığı da getiriyor.
Maliyet ve yan etki daha düşük
Bu yeni nesil ilaçların, kemoterapi veya ışın tedavisi gibi geleneksel tedavilerden en önemli farklarından biri tablet formunda olması. Hastaneye bağımlılığı minimuma indirdiği için kanser tedavisindeki dolaylı maliyet azalmaktadır. Yan etki profili genellikle daha iyi tolere edilebilecek düzeydedir. Bulantı-kusma gibi hastayı üzebilecek yan etkiler oldukça azdır.
Son gelişmeler hastalara geleceğe dair umut veriyor
Hedefe yönelik ilaçları şimdilik daha çok, akciğer kanserinin adenokanser alt grubunda kullanıyoruz. Ancak, diğer akciğer kanseri tiplerinde etkili ilaçların araştırmaları devam etmektedir. Bilim önce akciğer kanserini kronik bir hastalık haline getirmeyi başaracak, sonra onu yenecek. Ben bunları uzak görmüyorum. Ciddi uzamış yaşam sürelerini yakın gelecekte duyabileceğimizi düşünüyorum.
Evre 4 akciğer kanseri tedavisinde genetik değişikliklere uygun olarak hedefe yönelik ilaçlar seçildiğinde ortalama yaşam süreleri 2 yıla kadar uzamaktadır. Bazı merkezlerde ortalama yaşam sürelerinin 4 yıla kadar uzadığı bildirilmektedir. Tedavide kullanılan cerrahi, radyasyon (ışın) ve ilaç gibi geleneksel tedaviler konusunda da son yıllarda sağlanan gelişmelerin hastalar açısından sevindirici.
Gelişen anestezi ve cerrahi teknikler başarılı ameliyat oranını arttırırken, yeni cihazlar ile tedavi planlamalarının düzelmesi ışın tedavileri ile elde edilen sonuçlarda iyileşme sağladı. Robotik cerrahi uygulamaları yanında video yardımlı torakoskopik akciğer rezeksiyon operasyonları ile ameliyat sonrası süreçte hastanede kalma süreleri önemli ölçüde azaldı. Işın tedavisinde tümörün yerinin daha iyi tespit edilmesi ve solunum kontrolünü sağlayan cihazlar normal organların ışından daha iyi korunmasını sağladı. (Popüler Sağlık)