Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü, grip aşısının uygulanan kişilerin immünolojik direncine göre koruyuculuk oranının yüzde 80’lere kadar çıktığını belirtti.
Prof. Dr. Özlü, yaptığı açıklamada, gribin genellikle kuşlar, atlar ve domuzlarda görüldüğünü, bu hayvanların hastalığı insanlara bulaştırabildiğini ifade etti. Gribin çok kolay bulaştığını ve hızlı yayıldığını ifade eden Özlü, “Özellikle okullar, yurtlar, kışlalar, kahvehaneler, huzurevleri gibi kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar hastalığın yayılmasında önemli rol oynar” dedi. Salgınlardan korunmanın toplu bulunan yerlerde yaşayanlar için çok zor olduğunu vurgulayan Özlü, şunları söyledi:
“Salgınlar sırasında genellikle ilk olarak arkadaşlarından mikrobu alan okul çocukları hastalanmakta, bunu izleyen ikinci süreçte ise çocuklarından mikrobu alan erişkinler hastalığa tutulmaktadır. Salgınlar genellikle 5-7 hafta dolaylarında kendiliğinden sınırlanmaktadır. Kuzey yarım kürede sıklıkla kış aylarında grip görülmektedir. Bazı insanlar gribe yakalanmamak için grip aşısı vurulmaktadır. Aşının koruyuculuğu değişkendir. Grip aşısının koruyuculuk oranı, uygulanan kişilerin immünolojik direncine göre yüzde 80’lere kadar çıkabilmektedir. Aşının, immünolojik direnç nedeniyle bazı kişilerde grip olmayı önlemese bile hastalıktan dolayı hastanelere yatışı, zatürre ve ölüm gibi ağır komplikasyonların sıklığını azalttığı bildirilmektedir. Bazı çalışmalarda grip sonrası görülen zatürreleri önlemede aşının yüzde 50-60, ölümleri önlemede yüzde 80 etkin olduğu bildirilmiştir.”
“EN UYGUN DÖNEM EYLÜL-KASIM AYLARI ARASINDA”
Virüsün antijenik yapısının sık değiştiğini kaydeden Özlü, şöyle devam etti: “Bu aşılar her yıl için izole edilen virüslerden yeni olarak hazırlanmakta ve eylül-kasım ayları arasında tek doz olarak yapılması önerilmektedir. Çünkü aşılamayı takiben yeterli bağışıklığın oluşması için 1-2 aylık bir süreye gerek vardır. Eylül-kasım arasında yapılırsa grip salgınlarının başladığı kış ayları içerisinde bağışıklık en yüksek düzeyde olur. Salgın başladıktan sonra aşılanmanın etkisi tartışmalıdır. Çünkü aşıyı takiben 2-8 haftada yeterli koruma gelişmektedir. Oysa salgın zaten bu kadarlık bir sürede kendiliğinden durmaktadır. Üstelik salgın yapan virüsle aşı için kullanılan virüs benzer olmayabilir. Bu durumda koruyuculuğu yoktur.”
65 YAŞIN ÜZERİNDEKİLER MUTLAKA AŞILANMALI
Toplumdaki herkesin aşılanmasının mümkün olmadığını ifade eden Özlü, şunları kaydetti: “Sadece gribe yakalanma ve grip olduğunda ölüm riski fazla olan kişilere aşı önerilmektedir. Bunlara ilaveten bakım ve huzurevlerinde çalışan ve yaşlılara hastalık taşıyabilecek personel ile hekim, hemşire, ebe, hasta bakıcı gibi sağlık personeli, evinde yaşlı, kronik hastası olanlar, toplum hizmeti görenler, insanlarla sıkı teması olup hastalık bulaştırıcısı olabilecek çalışanlar ve grip mevsimine isabet eden son ikinci veya üçüncü evredeki gebelere de önerilmektedir. Aşı ayrıca, bu hastalığın ağır seyrettiği kişilere, 65 yaşından daha büyük yaşlılara, bakımevinde olup süreğen hastalığı olanlara, astım, kronik bronşit, kalp yetmezliği gibi kalp, akciğer hastalığı bulunanlara, şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, AIDS ve bazı kan hastalıkları gibi süreğen hastalıkları olanlar ile sürekli aspirin kullanmak zorunda olan 6-18 ay arası çocuklara öneriliyor.” Yumurtaya alerjisi olanlara grip aşısı önerilmediğini dile getiren Özlü, “Aşı bazen aşırı duyarlılık reaksiyonları yapabilmektedir. Uygulama yerinde 1-2 gün içinde lokal sertlik ve kızarıklığa neden olabilir. Daha nadiren uygulamadan 6-12 saat sonra ateş, halsizlik ve kas ağrıları görülebilir. Ancak bunlar 48 saat içinde kaybolur. Güvenli bir aşı olarak kabul edilmektedir” diye konuştu.
Kaynak: AA