Ağrı, vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, organik bir nedene bağlı olan veya olmayan, kişinin geçmişteki deneyimleri ile ilgili hoş olmayan bir duyudur.
Kanserli hastaların %20-50’sinde ilk başvuruda, %30-40’ında tedavi sırasında, %75-90’ında ileri (terminal) dönemde ağrı görülmektedir.
Kanser hastasında ağrının birçok sebebi vardır. Büyük bir çoğunluğu (%70) kanserin kendisine bağlı iken, tedaviye bağlı nedenlerde olabilmektedir.
Kanserli hastalarda görülen ağrının en sık nedeni kemik metastazına bağlı kemiklerde olan ağrıdır. Hastaların %30-70’inde görülür. Hareket, ağırlık ve egzersiz ile ağrı artışı olur. Yaygın kemik ağrısı olan hastaların bu şikayetlerini doktorlarına iletmeleri gerekmektedir. Kemik metastazından şüphe edildiğinde hekim tarafından bazı görüntüleme tetkikleri istenecektir.
Beyin metastazına bağlı baş ağrısı da görülebilir. Bu baş ağrısı genellikle bulantı kusma ile birliktedir.
Kanserin bulunduğu yere göre sinirleri etkilemesine bağlı veya organlar içerisinde yer alması sonucunda o organı germesine bağlı ağrılar da olabilmektedir. Sinirleri etkilemesine bağlı ellerde, ayaklarda karıncalanmalar, uyuşma ağrıya eşlik edebilir.
Hasta ağrı şikayetlerini, kanser hastasında ağrı olur, bir ağrı kesici alırım geçer deyip göz ardı etmemeli ve doktoruna gittiğinde ağrısından bahsetmelidir. Hasta tarafından tedavi olanaklarının bilinmemesi, kanserde ağrının doğal sayılması ağrı tedavisinde önemli eksikliklerdendir ve bu durum ortaya çıkan yeni rahatsızlıkların geç tanınmasına sebep olmaktadır.
Daha önce söylenildiği gibi ağrının çoğunlukla sebebi tümörün kendisi iken, tedaviye bağlı da ağrı gelişmektedir. Cerrahi tedavi sonrasında erken dönemde veya geç dönemde ağrılar ortaya çıkabilir. Kemoterapiye bağlı sindirim sistemi hasarı, ağızda yaralar, eklem ağrıları, sinirlerin zedelenmesi sonucunda ağrı ortaya çıkabilir. Radyoterapiye bağlı cilt yanıkları, sindirim sistemi krampları ve geç dönem etkilerine bağlı ağrılar ortaya çıkabilir.
Ağrı şikayetini hasta, doktoruna ne kadar iyi anlatırsa doktorda tedaviyi hastaya yönelik bireyselleştirir ve uygular. Ağrı tedavisinde kullanılan ağrı kesiciler, hastanın mevcut hastalığın durumuna ve ağrısının şiddetine göre değişmekle beraber en zayıf ağrı kesiciden en güçlüsüne doğru, basamak tedavisi olarak ilaçlar verilmektedir. Dozlar da ona göre devam etmektedir.
Ağrı tedavisinde verilecek ilaçlar ağız yoluyla tablet veya damla şeklinde, cilt üstüne bantlarla, anal bölgeden veya damardan uygulanabilir. Hastalarda en önemli korku, ağrı kesicilere bağımlı olursam hissidir. Bu his nedeniyle ağrı olduğunda bile ağrı kesicilerden kaçınırlar. Her ağrı kesici her hastada bağımlılık yapacak diye bir şey yoktur, hekim gözetiminde ve önerisinde alınması takdirde ağrı kesicilerin yan etkileri kontrol altında olmaktadır. Ayrıca son dönemde kullanılan narkotik ağrı kesicilerin bağımlılık yapma olasılıkları düşüktür.
Ağrıyı kesmek için kullanılan narkotik analjezikler bir takım yan etkilere sebep olabilirler. Çoğu hastada kabızlık, bulantı, kusma, kaşıntı, bilinç ile ilgili değişiklikler (uykuya eğilim, halüsinasyonlar vs.) gelişmektedir. En sık görülen yan etki kabızlık ve bulantı kusmadır. İlaç kullanıldıktan sonra gelişen herhangi bir şikayet mutlaka takip eden doktora iletilmelidir.
Yanlış bir düşünce de, ağrının artması hastalığın ilerlemesi ile paralel olduğu algısıdır. Evet hastalığın ilerlemesinde birçok şikayet olabileceği gibi ağrı şikayeti de olabilir. Ama ağrı şiddetinin artması tek başına hastalığın ilerlediğini göstermemektedir.
Kaynaklar:
1. Kanserli hastalarda ağrıya yaklaşım, İÜ. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, Sempozyum Dizisi No: 30, Mayıs 2002; s. 225-239
2. Kanser hastalarında ağrıya yaklaşım, Sernaz UZUNOĞLU, İrfan ÇİÇİN, Klinik Gelişim, 2011; 24: 14-20