KANSERDE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Kanser bulaşıcıdır! YANLIŞ
Kanser bulaşıcı bir hastalık değildir. Kanser hastalarından hastalık veya almış olduğu kemoterapi bir başka insana zarar vermez. Kanserli bir hasta ile iletişime geçmek, yakınında bulunmak, el sıkışmak veya sarılmak ile kanser size bulaşmaz. Kanser tanısı alan bir hastadan uzaklaşmak, özellikle çocukları uzaklaştırmak doğru bir yaklaşım değildir. Bu durum ile birlikte bahsedilmesi gereken bir nokta da, kansere sebep olan Hepatit B (HBV), Human Papilloma Virüs (HPV) gibi virüsler vardır. Bu virüslerin bulaşmasına karşı korunma önemlidir.
Kanser, ameliyat ile yayılır! YANLIŞ
Kanser tedavisinin en önemli ayaklarından biri cerrahi (ameliyat) uygulanmasıdır. Kansere bıçak değmesi durumunda kanserin yayılması yanlış bir inanıştır. Birçok kanserin en etkin tedavisi cerrahidir. Cerrahi tedavi ile kitlenin, hastalıklı bölgenin çıkartılması ile hastanın şifa bulması, daha uzun yaşaması ve hastalığın gerileme şansı çok artmaktadır.
Biyopsi yapmak, kanserin yayılmasına sebep olur! YANLIŞ
Kanser tanısını koymak ve en iyi tedaviyi hastaya verebilmek için yapılan en önemli işlem kitleden biyopsi alınmasıdır. Biyopsi yapılması, hastalığın yayılmasına, daha da kötüleşmesine sebep olur düşüncesinin bilimsel bir temeli yoktur. Testis kanseri hariç diğer kanserlerin tanısında biyopsi uygulanması doğru bir yaklaşımdır.
Meme kanseri sadece kadınlarda görülür! YANLIŞ
Meme kanseri, kadınlarda daha sık görülmesinin yanında erkeklerde de görülebilen bir kanser türüdür. Ortalama 100 meme kanserinden biri erkek hastadır. Özellikle aile öyküsü olan, kalıtsal meme kanseri olan ailelerde erkeklerde meme kanseri gelişme riski artmaktadır. Bu sebeple erkeklerde meme dokusunda kitle hissedilirse mutlaka doktora başvurulması gerekmektedir.
Stres ve üzüntü kanser yapar! YANLIŞ
Stres ve üzüntülü ruh halinin direk kansere neden olduğunu gösteren bilimsel bir çalışma bulunmamaktadır. Uzun süren stress ve üzüntülü ruh hali, vücudun bağışıklık sistemini olumsuz etkileyebilir, fakat kanser gelişimine sebep olur demek doğru bir yaklaşım değildir. Ayrıca hayata karşı pozitif düşünce de tek başına kanseri yenmek için yeterli değildir.
Kanser olduğu hastaya söylenmemelidir! YANLIŞ
Kanser tedavisinin başarılı olabilmesi, hastanın uyumunun sağlanması açısından hasta, hastalığı hakkında herşeyi bilmeye hakkı vardır. Hastanın kararı ve tercihleri, tedaviyi belirlemede büyük öneme sahiptir. Hasta yakınlarının, ‘morali bozulur, kendini bırakır, daha kötü olur’ düşüncesi yanlış bir düşüncedir. Mümkün olduğunca uygun bir dille hasta ile herşey paylaşılmalıdır.
Kanserin çaresi bulundu, fakat saklanıyor! YANLIŞ
Bu düşünce tamamıyla şehir efsanesidir. Kansere sebep olan mekanizmalar her geçen gün daha da iyi bilinmektedir ve daha bilinmeyen, araştırılan birçok mekanizma vardır. Bilim dünyasının bildikleri artıkça bu bilinen mekanizmalara yönelik yeni tedaviler de hayatımıza girmektedir. Günlük pratiğimizde bu ilaçları kullanmaktayız. Kanserin çaresi bulundu tarzında haberler doğruyu yansıtmayan popülist yaklaşımlardan öteye gitmemektedir. Şuan kullandığımız ilaçlar sayesinde eskiye göre yüz güldürücü sonuçlar almaktayız.
Şeker tüketimi kansere neden olur, kanser hastalarına şeker yasaktır! YANLIŞ
Bu konuda çok fazla çalışma mevcuttur ve hala araştırılan bir konudur. Şuan ki bilimsel veriler ışığında kanser hastalarında şekeri yasaklamak doğru bir yaklaşım değildir. Şeker tüketimi, direk değil indirek olarak kanserle ilişkilendirilebilir, yani şeker tüketimi kilo artışına sebep olur. Kilo artışı, obezite bilimsel verilerde kansere sebep olduğu saptanmıştır. Günlük pratiğimde hastalarımda şekeri yasaklamıyorum, hamur işi ve şeker oranı yüksek gıdalara karşı her sağlıklı birey gibi mesafeli olmalarını, tüketimde aşırıya kaçılmamasını önermekteyim.
Sigara sadece akciğer kanserine sebep olur! YANLIŞ
Sigaranın en çok ilişkili olduğu kanser akciğer kanseridir, fakat diğer birçok kanserin gelişmesinde de sigara önemli rol oynamaktadır. Sigara kullanımı en fazla akciğer kanseri gelişme riskini artırmakla birlikte gırtlak, özefagus (yemek borusu), mesane, böbrek, karaciğer mide, pankreas, rahim ağzı ve bağırsak (kolon) kanserleri ve lösemi (kan kanseri) gelişme riskini artırmaktadır.
Hastalarımızın sağlığı için belirtmek istediğim bir diğer konu ise; kanser tanısı konulan bir hastanın mutlaka bir medikal onkoloji uzmanına başvurması gerekmektedir. Tedavinin en iyi şekilde yapılması için önemli bir adımdır. Doğru adımlar, başarılı tedavileri beraberinde getirir…
Sevgiyle ve sağlıkla, bol gülümsemeli günler dilerim.
Doç.Dr.Erdinç Nayır
İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı
Twitter: @dronkoloji
Bu yazı NTV Sağlık ve Hürriyet Sağlık’ta yayınlanmıştır…