Adaylar ilgi alanları ve yeteneklerine göre meslek ve üniversite seçmek için ter dökerken, veriler tıp fakültesine girmek isteyenlerin oranının son yıllarda arttığını gösteriyor. Uzmanlar da tercih sürecinde dikkat edilmesi gereken konularda üniversite adaylarına önemli hatırlatmalarda bulunuyor
Adayların üniversite tercih ederken 4 unsura dikkat etmesi gerektiğini belirten Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel, bunları eğitim programı, üniversiteyi tercih eden öğrencilerin sayısı ve niteliği, üniversitenin havası, iklimi, altyapısı ve öğretim üyesi kadrosu ile eğitici-öğrenci ilişkileri şeklinde sıraladı.
ÖSYM’nin, “2011 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi Adayların Yükseköğretim Programlarına İlişkin Tercihleri” kitabına göre ilk sıralarda tercih edilen devlet üniversitelerden biri olan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ulusal Tıp Eğitimi Akreditasyon Kurulu tarafından akredite edilen entegre tıp eğitimi sistemi ile dikkat çekiyor.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi (MÜTF) Dekanı Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel, üniversitelerin disipline dayalı sistem ve entegre sistem olmak üzere iki sistemde eğitim verdiklerini, MÜTF’nin ise kurulduğu 1983 yılından bu yana entegre sistemle eğitim verdiğini belirtti. Batırel, organ sistemine veya temaya dayalı olarak düzenlenen entegre sistemin, organın normal yapısı, işleyişi ve hastalıklarıyla ilgili tüm bilgileri bir arada sunduğu için çok daha verimli bir eğitim sistemi olduğunu söyledi. Dünyada tıp fakültelerindeki eğilimin disipline dayalı sistemden entegre sisteme geçiş yönünde olduğunu belirten Batırel, başlangıçta bu sisteme göre kurulmayan fakültelerin geçiş sürecinde problem yaşadığını ifade etti.
Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel, son yıllarda dünyada tıp eğitimi alanında yaşanan değişimin yönünü şu şekilde sıraladı:
- Tıp eğitiminde entegrasyon düzeyinin artırılması
- Seçmeli ders sayısının artması
- Tıp fakültesi eğitiminin profesyonelliğe yönelik (bireysel ve mesleki değerler ve gelişim) eğitimle desteklenmesi
- Öğrencilerin üzerinden yoğun içerikten kaynaklanan eğitimin yükünün alınarak odaklanmalarının sağlanması
- Teorik eğitime ayrılan süreyi azaltarak pratiğin arttırılması
- Öğrencilerin kendilerini geliştirebileceği serbest zamanlar.
Bu yönelimler doğrultusunda MÜTF’nin son 10 yıl içinde programını sürekli olarak gözden geçirip iyileştirmeler yaptığını belirten Batırel, sürekli değişimin ve gelişimin fakültede bir gelenek haline geldiğini ve böyle bir geleneğin fakültelerde yerleşmesinin çok da kolay olmadığı, zengin bir deneyim, gelişime açık anabilim dalları ve yetişmiş öğretim üyeleri ile mümkün olabileceği söyledi.
MÜTF Dekanı Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel, fakültede uygulanan entegre eğitim sisteminin entegrasyon düzeyinin ve şeklinin diğer fakültelerden farklı olduğunu ve bu haliyle eğitim programlarını yeni geliştiren ve mevcut programlarını iyileştiren birçok üniversite tarafından örnek alındığını bildirdi. Batırel, “132 profesör, 78 doçent ve 30 yardımcı doçent olmak üzere toplam 240 öğretim üyesiyle ve tıp eğitiminde dünyadaki genel eğilim olan multidisipliner yaklaşımla eğitim veriyoruz. Hem köklü ve deneyim sahibi hem de yeniliklere ve gelişime açık bir fakülte olarak, programlarımız diğer üniversiteler tarafından merakla takip ediliyor” dedi.
Tıp Fakültesi’nin her yıl ilk 3000’e giren öğrencileri kabul ettiğini belirten Batırel, ortalama 130 kişilik sınıflarda eğitim veren fakültenin her yıl 150 civarında mezun verdiğini söyledi. Birçok alanda yan dal uzmanlık eğitimi verebilen A sınıfı üniversitelerden olan MÜTF’nin, eğitim, araştırma ve hizmet konularında Harvard Üniversitesi ile iş birliği yaptığını kaydeden Batırel, “Birçok tıp fakültesinden farklı olarak çok geniş bir hasta spektrumu olan ve çok iyi pratik eğitim verebildiğimiz bir hastanemiz var. Altunizade’de bulunan hastane küçük geldiği için Pendik’e taşındık ve burayı kullanıyoruz. Fakültemiz, Başıbüyük’te yapılan ve 2-3 yıl sonra bitecek olan Sağlık Kampüsü’ne taşınacak. Böylece kendi hastanemiz ile Sağlık Bakanlığı hastanesinin bir arada olacağı sistem içinde, klinik eğitim veren bir fakülte olacağız” diye konuştu.
Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel, fakültede uygulanan mezuniyet öncesi tıp eğitiminin, Ulusal Tıp Eğitimi Akreditasyon Kurulu (UTEAK) tarafından 2017 yılına kadar akredite edildiğini bildirdi.
Batırel, akreditasyon sürecini ve bunun önemini şu şekilde açıkladı: “UTEAK, YÖK’ün kabul ettiği bir kuruldur ve Dünya Sağlık Örgütü’nün uluslararası standartlarını örnek alarak tıp eğitimine yönelik 70’e yakın standart belirlemiştir. Bu standartlara uygunluğunu akredite etme amacıyla Türkiye’den ilk etapta 17 tıp fakültesi başvuruda bulunmuştur. Fakültelerin hazırladığı öz değerlendirme raporları ve değerlendirme ziyaretleri çerçevesinde, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin de aralarında bulunduğu 8 tıp fakültesinin eğitim programları akredite edilmiştir. UTEAK üyesi olmak, fakültenin belirli bir standartta olduğunu göstermektedir. Bu standartlara göre fakülteler 6 yılda bir yeniden akredite edilmektedir. Ayrıca 3 yılda bir ara değerlendirme yapılmaktadır. Böylelikle standartların korunduğu ve zayıf noktaların geliştirildiği kontrol edilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri, dünyadaki tüm tıp fakültelerine gönderdiği bir yazı ile 2023 yılı itibarıyla akredite olmayan fakültelerden mezun olanları ileri eğitim için kabul etmeyeceğini açıklamıştır”. (Kaynak: Medimagazin – İHA)