Hemen her tatlı yiyecek ve içecekte tatlandırıcı olarak kullanılan mısır şurubu; obezite, diyabet, kalp, kanser ve kiloya bağlı hastalıkları tetikliyor. Bazı Avrupa ülkelerinde yasaklanan mısır şurubunun kullanımı Türkiye’de ise kotası artırılarak yüzde 15’e çıkarıldı.
Baklava, kadayıf, şekerpare gibi şerbetli ve sütlü tatlılarda ve dondurma, meyve suyu, kola, gazoz, aromalı maden sularında, gofret, çikolata, bisküvi, kek ve pastalarda, kakaolu, sade fındık, fıstık ezmelerinde, reçel, sakız kısacası tatlı olarak tüketilen hemen her paketlenmiş gıda, mısır şurubu kullanılarak üretiliyor.
Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) olarak adlandırılan mısır şurubunun zararları konuşulmaya devam ederken uzmanlar, bu maddeyle yapılan yiyeceklerdeki tehlikeye dikkat çekiyor. Tokluk hissi vermeyen ve kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetersizliğine kadar birçok kronik hastalığa yol açtığı belirtilen mısır şurubu Fransa, Hollanda ve İngiltere’de yasaklandı.
Amerika da üretim kotasını yüzde 10’dan yüzde 2 seviyelerine düşürdü, bazı Avrupa ülkeleri de kısıtlamaya gitti. Ancak Türkiye yüzde 10 olan NBŞ üretim kotasını yüzde 50 artırarak 15’e çıkardı. Neredeyse tüm sanayi gıdalarında kullanılan mısır şurubunun mısır nişastasından üretildiğini belirten Akdeniz Üniversitesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Usta, içeriğinde yüzde 80 früktoz olduğunu söylüyor. Az bir oranla daha çok tat sağladığı için früztozun daha çok tercih edildiğini kaydeden Prof. Usta, “Bizim vücudumuz glikozu tanıyor. Ama früktozu vücudumuza verince bunu ayarlayacak bir mekanizma yok. Früktoz vücuda girdiği anda hemen yağa dönüştürüyor. Karın tipi yağlanmaya neden oluyor. Karaciğer yağlanması, karın tipi yağlanma yapıyor.” diyor. Coşkun Usta, “Früktoz yağ yapıyor. Kilo ile başlayan hastalıkları tetikliyor. Kalp, damar sertliği, kanser. Uzun zamanda karaciğeri zehirliyor. Früktoz zengini beslenmek hastalık riskini 2 kat artıyor.” diye konuşuyor. Usta, günlük kadınlar için 6, erkekler için 9 çay kaşığı şekerin normal olduğunu, 15-20 gramın üzerindeki früktozun vücutta sindirilemediğini belirtiyor.
Mümkün olduğu kadar hazır gıdalardan uzak durmayı öneren Usta, “Avrupa ülkelerinde tatlılar bizim tatlılar gibi değil. Tatlıları çok tatlı değil. Bizimkiler bal gibi. Zararlı işte. Avrupa’da doğal meyveler de kullanılıyor.” ifadelerini kullanıyor. (Kaynak: Zaman)