Bitkisel Ürünler ve Kamu Spotları

Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Erdem Yeşilada tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre; Sağlık Bakanlığı son zamanlarda hazırlanan “Kamu spotları” ile gelişigüzel bir şekilde pazarlanan bazı bitkisel ürünler hakkında halkımızı bilinçlendirmeyi amaçlıyor. Uzman, profesör ya da hekim ünvanlı bazı kişiler tarafından kiralanan TV satış kanallarında ve sağlık programlarında sorumsuzca pazarlanan ve internet veya telefon siparişi ile kapıya kadar teslim edilen bu ürünlerin saçtığı tehlikeler konusunda halkın bilinçlendirilmesi şüphesiz önemli. Ancak bu spotlarda bu tip ürünler için kullanılan “Bitkisel ürün” ifadesiyle insanlar büyük bir yanılgıya düşürülüyor. İnsan sağlığını desteklemek, hastalıklardan korumak amacıyla hazırlanan bitki çayları ve besin desteği ürünlerini uluslararası kalite ve kurallara uygun olarak özen ve hassasiyetle hazırlayan firmalar da zan altında bırakılıyor.

Esas sorun nerede?
Binlerce yıldır olduğu gibi günümüzde de bitkilerde fotosentez sonucu meydana gelen çeşitli yapılarda maddelerden insan sağlığının korunması ve hastalıkların tedavisinde yararlanılmaktadır. Günümüzde tedavide kullanılan mevcut ilaçların %60-70 kadarının bitkilerden elde edilen maddeler veya bu maddelere benzetilerek sentezlenen türevlerinden oluştuğu bildirilmektedir. O halde bitkilerin insan sağlığı bakımından önemi yadsınamaz.
Etkinlik ve tekrarlanabilir biyolojik cevap sağlanabilmesi bakımından “Kalite ve Standardizasyon” güncel ilaç kavramının en önemli unsurları olarak kabul edilmektedir. İşte sorun oluşturan temel husus da bu! Kamu spotlarında rol alan “Bitkisel ürün mağdurları” nın tümü söz konusu ürünleri internet ya da sözde uzman şifacılardan satın alarak kullanmış. Yani Sağlık Bakanlığı veya Tarım Bakanlığı ya da diğer resmi otoriteler tarafından “her nasılsa!” denetleyemeyen bitkisel ürünler. Kontrol dışı bu tip ürünler içerisine katılan kimyasal maddelerin ya da yanlış/kalitesiz bitki ya da özütlerin yol açtığı ölümlerin bir kısmı basına da yansımaktadır. Herkesin bildiği gibi “bitkisel ürün” olarak pazarlanan zayıflama ürünleri içerisine katılan sibutramin, cinsel destek ürünleri içerisine katılan nafil türevlerine (sildenafil, tadalafil, vd.) bağlı riskler tüm dünyada gündemdedir. Burada risk bitkiden değil, içerisine ilave edilen sentetik maddeden kaynaklanmaktadır. Bu durumda Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığının vatandaşların sağlığını korumak için yürütmekle yükümlü olduğu etkin denetim görevini yerine getiremediği sonucu ortaya çıkmaktadır. Her iki kurum da etkin önlemler alınmasını sağlamak yerine, tüm bitkisel ürünleri haksız bir şekilde karalayarak sorumluluğu üzerlerinden atmaya çalışmaktadır.

İşin ilginç tarafı, Sağlık Bakanlığı İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu içerisinde yer alan ilaç komisyonları tarafından ruhsatlanan çok sayıda bitkisel ürün bulunmaktadır; Ginkgo, Ginseng, mübarek diken, cüce palmiye, sinameki, atkestanesi, vd. Bu durumda kendi kurumu tarafından satışına onay verilen bu bitkisel ürünler de mi “tehlikelidir”!
Görülen o ki, Kamu spotu olarak halkımızın dikkatini çekmek üzere “iyi niyetle” hazırlanan bu yayınlarda bir “kurgulama hatası” bulunmaktadır. Aslında burada kasdedilen bitkisel ürünlerin internet ya da diğer kontrol dışı kaynaklardan satışı yapılan ürünler olduğu daha net bir şekilde ortaya konulmalıdır.

Bitkisel ürünler ve Güncel Tedavi
Dünya Sağlık Örgütü “Bitkisel ürünleri”; “Bitkilerin kök, çiçek, yaprak, tohum gibi kısımları veya bitkilerden bir işlem sonucu elde edilen reçine, sabit yağ, uçucu yağ gibi madde ya da bitkilerden çözücüler yardımıyla ile hazırlanan özütleri” olarak tanımlıyor. Ancak güncel ilaç kavramı içerisinde bitkisel ürünlerin herhangi bir analize tabi tutulmadan uygulanması kabul edilemez. Bunun nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

  1. Yeterli etkili içerik: Bitkilerde etkili bileşen içeriği (yapısı, miktarı) çeşitli etkenlere göre önemli ölçüde değişiklik gösterebilmektedir. Yeterli etkili içerik taşımaması durumunda tedavi gerçekleşemeyeceğinden hastanın yaşamı riske atılmaktadır.
  2. Yanlış bitkilerin kullanılması sonucu ortaya çıkan riskler.
  3. Kontaminasyon riski: Tarım ve veteriner ilaçları, çevresel atıklar, ağır metal vb. toksinlere bağlı riskler.
  4. Bildirim dışı içerik: Ürün ambalajında belirtilmeden içerisine etkisini artırmak için ilave edilen kuvvetli etkili kimyasal maddelere bağlı yaşam riski.

Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım üzere, aslında “Bitkisel ürünlerde” insan hayatını riske atan etkenler bitkinin kendisi değil içerisine bildirim dışı katılan kimyasal maddeler; bozuk, yanlış ve kalitesiz bitkisel materyallerdir. Bitkisel ürünlerin içerisinde bu parametrelerin analizi yapılmadan pazarlanması insan hayatı bakımından ciddi riskler oluşturabilmektedir. Bütün bu sorunlar etkin bir analiz ve denetim mekanizması ile rahatlıkla çözümlenebilir. Bitkisel ilaçlara gönül vermiş bir akademisyen olarak gönlümde yatan budur. Bir vatandaş olarak ise devletimin beni koruması beklentimdir. (Kaynak: Medİndex )

İLGİLİ YAZILAR

10,259BeğenenlerBeğen
11,061TakipçilerTakip Et
8,931TakipçilerTakip Et

TUS’da Başarının Yol Haritası

Hayatta attığın her adım sana özel olmalı Sen gülmelisin hayatına Sen tutmalısın yüreğinde geleceğini Hüzün de neymiş , ne işe yarar ki? Ben yapamam diyerek, ne kadar adım...