Necati Doğru’nun Köşe Yazısı
Meclis’te “Komisyonu” da kuruldu. Doktor öldürmeye, doktor bıçaklamaya, doktor tokatlamaya ve doktor yumruklamaya neden olan “hasta yakını cinnetleri ve cinayetleri” araştırılacak.
İyi, araştırılsın.
Van milletvekilinden başlansın.
Doktorun üzerine yürümüştü.
Ben de doktor okurlarımdan gelen “gerçek yaşanmış olayları anlatan” mektuplardan bugün özetler sunayım.
Yararı olur.
İşte doktor mektupları
Ve çıkardığım özetler:
“Başbakan, doktorlar için “doktor efendi” hitabını seçti. Sağlık Bakanı, “paragöz doktorlar” anlamında ağır suçlama yaptı. Vatandaşın kafasında “doktor taşlanması gereken şeytan” algısı yaratıldı. Ektikleri ağaç meyve verdi.”
(Dr. Taner)
“Hastaneler ticarethaneye dönüştürüldü. Sağlık sistemi; “müşteri memnuniyeti” üzerine kurulan dönüşüme sokuldu. Müşteri memnun olmazsa hekimi de hemşireyi de öldürebilir. Sağlık hizmetinden memnun olmayan milletvekili de doktoru dövebilir”
(Dr. Müge)
“ İlginçtir: 4 yaşlarındaki çocuğun üzerine 84 ekran televizyon düşüren anne, “sorumlusu doktormuş gibi hastanede doktorun üzerine” yürüdü. Sokakta bıçaklanmış birini getirdiler. Yakınları, doktor sanki bıçaklayandan daha suçluymuş gibi davrandılar.”
(Dr. Neriman)
“Gözlerimizin önünde kendi çocuğunu tartaklayan anne ve babalar, birkaç dakika sonra “pansumanı açılırken canını çok yaktınız” diye sağlık çalışanlarına saldırdı. Bir genç hamı da; eltisinin sağlık karnesi ile muayene olmaya geldi, “yasaya aykırı bu bakamayız” dedik ortalığı ayağa kaldırdı.
(Dr. Serdar)
“Gelmiş, turp gibi sağlamam ama bana usulsüz rapor yaz diyor. Yazılmayınca bağırıp çağırıyor, küfür ediyor, hakaret yağdırıyor. Hatta tehdit edenler var. İnanın bizde dayanma gücü kalmadı.”
(Dr. Mustafa)
“Necati Doğru bey, bugünkü yazınızı okudum. İyi bir gözlemci olduğunuzu gördüm.Genellikle hasta yakınları, hastalarını başlarından atmak için hastaneye getirir. Hasta son dönem kanserdir, ölür ve -o, hastayı başından savan yakınları- bir anda ölen kişiye sevgilerini göstermek için camı çerçeveyi indirir. Doktora saldırır. Bu gösteri, tamamen dediğiniz gibi kendi vicdani eksikliklerini kapatmak ve gösteriş yapmak içindir.”
(Dr. Çağatay)
“Hasta bir gece yoğun bakımda hayatını kaybetti. Anestezi uzmanı doktor arkadaşım da çıktı yoğun bakımdan, hasta yakınlarına hastalarının vefat ettiğini bildirdı. Hastamız nasıl ölür diye 15 kişi, doktor arkadaşa saldırıp, iki gözünü de morartırcasına darp ettiler. Zaten ölmesi beklenen bir hasta yüzünden neden bu kadar büyük bir tepki verdiklerini araştırdık; aslında olayın perde arkasının bambaşka bir rezalet çıktı:
Madde madde yazıyorum:
İki hafta önceye gidiyoruz.
Hasta bir hastanede yatıyor.
Doktorlar “umut yok” diyorlar.
“Eve götürün” diye öneriyorlar.
Hasta yakınları başka bir hastaneye gidiyor. O hastane da “umutsuz” diye kabul etmiyor. Bir diğer hastaneye götürüyorlar sonuç değişmiyor. Bu sırada o gidilen son hastanesinde polikliniklerde, ‘Tilki Kamil‘ diyelim bir “hasta simsarı” hasta yakınlarına yaklaşıyor, “Siz yanlış hastaneye gelmişsiniz, hastanızı benim söyleyeceğim hastaneye götürün, hemen yatırırlar. Çok iyi bakarlar” diye umut üzerine umut sunuyor. Tilki Kamil, hastane sahiplerini gelecek hastadan haberdar ediyor, avantasını alıyor. Ölüm döşeğindeki hasta yoğun bakım ünitesine yatırılıyor. Sonunda beklenen olur. Hasta ölür. Yazının başında söylediğim doktor arkadaşım, yakınlarına hastanın öldüğünü bildirir ve hasta yakınları; “biz buraya hastamızı öldürün diye mi getirdik” diye doktora saldırırlar. Saldırganlığın altında hastane sahibinin “Tilki Kamil” tipi simsarlarla yaptığı pazarlamanın da payı büyüktür.”
(Dr. Oytun)