İngiliz Ulusal Kanser Derneği Dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, yüksek miktarda kahve tüketenlerde cilt kanseri riskinin daha az olduğu belirlenmiştir.
Çoğu zaman uyanık kalmak veya lezzeti için tüketilen kahvenin beyni uyarıcı ve konsantrasyonu artıcı etkisi bilinmektedir. Ayrıca, kahvenin siroz gibi bazı karaciğer hastalıkları ve safra taşı riskinde azalma sağladığını gösteren çalışmalar da mevcuttur. Bunların yanında aşırı tüketilen kahvenin kalpte ritim bozukluklarına, mide rahatsızlıklarına neden olma; migreni tetikleme; demir emilimini azaltma; sinirlilik, uykusuzluk gibi zararları da mevcuttur. Ayrıca, anne karnındaki bebek için de zararlı olduğu bilinmektedir. Ancak, Türkiye’de yıllık 22 bin ton kadar tüketilen ve tüketim miktarı çok hızlı bir şekilde artış gösteren bir üründen bahsediyorsak, bu ürün hakkında çok daha fazla bilgi sahibi olunması gerekmektedir. Çünkü bir ürünün iyi ve kötü yanlarının belirlenmesi, bilinmeyen yönlerinin aydınlatılması; gerek bu ürünü önerecek veya önermeyecek otoriteler için, gerekse bu ürünü kullanan kişiler için son derece önemlidir.
Yapılan laboratuvar çalışmalarında; kahvenin en temel bileşeni kafeinin, ciltte UV ışınlarına bağlı kanserleşmeyi baskıladığı, hücrelerde oksidatif hasarı ve DNA hasarını önlediği, deri hücrelerinde yangısal olayları azalttığı, kontrollü hücre ölümünü uyardığı gösterilmiştir. Bu yüzden kafeinin, ultraviyole ışınlarından zarar gören hücrelerin ölmesini sağlayarak cilt kanseri riskini azaltıyor olabileceği düşünülmektedir.
Geçtiğimiz günlerde, ‘’Journal of the National Cancer Institute’’ dergisinde de bu konuyu ele alan kapsamlı bir çalışma yayınlanmıştır.
Çalışmada; yaklaşık 450.000 kişinin, anket görüşmeleriyle günlük kahve tüketimleri değerlendirilmiş ve kişiler yüksek miktarda tüketenler-düşük miktarda tüketenler şeklinde gruplandırılmıştır ve yaklaşık 10 yıl takip edilerek melanom cilt kanseri gelişimi değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonucunda; yüksek miktarda kahve tüketenlerde (günlük 4 bardak ve üzeri), düşük miktarda tüketenlere kıyasla melanom riski daha düşük bulunmuş, hatta hiç içmeyenlere kıyasla bu oran %20 olarak belirlenmiştir. Buna karşın kafeinsiz kahve içenlerde böyle bir durum gözlenmemiş, yani kafeinsiz kahvenin melanom riskine bir etkisi olmamıştır.
Sonuç olarak; bu çalışmada vurgulanan, cilt kanserinden korunmak için daha fazla kahve içilmesi gerektiği kesinlikle değildir. Nitekim aşırı tüketilen kahvenin birçok zararı da mevcuttur. Eğer cilt kanserinden korunmak istiyorsak, bunun en iyi yolu UV ışınlarına maruziyetin azaltılmasıdır. Burada önemli olan; bu içeceğin yarar ve zararlarının bilinerek ılımlı ölçüde tüketilmesi gerektiğidir.
Bu noktada kahvenin potansiyel yararları arasına cilt kanseri riskini azaltmasının da eklenmesi olumlu bir haberdir. Ancak bunu net olarak söyleyebilmek için daha çok çalışmaya ihtiyaç vardır.
Sağlıklı ve mutlu kalın…
Prof. Dr. Mustafa Özdoğan (http://bit.ly/1DxP2Fd)