İşte Çifte Standart – Sınav yok, mecburi yok!

TBMM’de oylanmayı bekleyen “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin İşleyişine Dair Anlaşma”ya göre, bu üniversite mezunu hekimler Türkiye’de denklik sınavına girmeden çalışabilecekler

Yabancı hekimlerin Türkiye’de görev yapabilmeleri için dil ve denklik sınavına girmelerine yönelik alt düzenlemeler henüz yapılmamışken, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’de görüşülen bir tasarıda, Kazakistan’dan gelecek hekimlerin direkt olarak çalışabilecekleri öngörülüyor.
Henüz TBMM Genel Kurulunda oylanamadığı için tasarı halinde bulunan “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin İşleyişine Dair Anlaşma”nın 9’uncu maddesinde, “Üniversite tarafından verilen diplomaların denkliği ve eş değerliliğini taraf devletler kabul eder” ifadesi yer alıyor. Buna göre, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinden alınan tıp fakültesi diploması, bu hekimlerin Türkiye’de hiçbir sınava tabi tutulmadan çalışabilmelerine imkân sağlayacak.
CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı, bu konuyla ilgili TBMM’de yaptığı konuşmada, yeterli eğitim vermeyen bir tıp fakültesinden mezun olan insanların Türkiye’de hekimlik yapacağını savundu. Atıcı, Anlaşma’daki 9’uncu maddeye dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Bu maddenin anlamı nedir? Şudur: Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesinin verdiği diplomaya sahip birisi ülkemizde hiçbir sınava tabi tutulmadan, doğrudan doğruya o diplomanın sağladığı imkânlardan yararlanacak demektir. Peki, bu üniversitede bir tıp fakültesi var mıdır? Vardır. Peki, bu tıp fakültesinin eğitimi yeterli midir? Ben bilmiyorum, muhtemelen siz de bilmeyeceksiniz. Peki, bu konuyu kime soracağız? Bu konunun sorulacağı kişi, muhatap, o üniversitenin en üst kademesindeki kişi, yani Mütevelli Heyeti Başkanıdır. Mütevelli Heyeti Başkanı Dışişleri Komisyonuna geldi ve bize bu konuda bilgi verdi ve Dışişleri Komisyonunda verdiği cevaba göre de tıp fakültesinin eğitimi yeterli değildir. Ayrıca Başkan diyor ki: ‘Açtığımız tıp fakültesi hastanesi o bölgede üniversitelere bağlı hastane olmaması sebebiyle -bakın aynen tutanaktan okuyorum- tam olarak hizmet vermekte güçlük çekmektedir.’ Bu, takdir edeceğiniz gibi kibar bir ifadedir. Yani tercümesi nedir? Burada tıp eğitimi verilememektedir. Ben size soruyorum: Hastane olmazsa tıp eğitimi olur mu?”
Üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanının “Şu an orada bir tıp fakültesi açılması bence son derece yanlıştır” sözlerini aktaran Atıcı, “Bunu ben söylemiyorum. Bunu, sizin gönderdiğiniz Mütevelli Heyeti Başkanı söylüyor ve şimdi birazdan tek tek bakacağım. Hepiniz ellerinizi kaldırıp ‘Evet, buradan mezun olan birisi bu ülkeye gelsin, hekimlik yapsın’ diyeceksiniz. Tıp fakültesine mensup olan milletvekilleri, bu gece nasıl rahat yatacaksınız, gerçekten çok merak ediyorum” dedi.

“Hatalardan siz de sorumlu olursunuz”
Atıcı, bu üniversitenin eğitimini yeterli hale getirmeye çalışacak olan rektörün Kazakistan Cumhuriyeti tarafında olduğunu, bir yandan “Ahmet Yesevi Üniversitesinde tıp fakültesi yetersizdir, hastaneler yetersizdir, burada tıp fakültesi açılması yanlıştır” dendiğini, öbür yandan da “Hadi olabilir, tıp fakültesi düzelebilir” denmesinin çelişkili olduğuna dikkat çekti. Atıcı şöyle devam etti:
“Bu söylediklerimin Türkçesi şudur: Yeterli eğitim vermeyen bir tıp fakültesinden mezun olan insanlar Türkiye’de hekimlik yapacaktır.
Bu tasarıyı kabul ederseniz değerli milletvekilleri -bakın, dostça söylüyorum- bu yetersiz hekimlerin yapacakları hatalardan siz de sorumlu olacaksınız, çünkü artık ben size bunu anlattım, çünkü artık biliyorsunuz. Bu hekimlerin yapacağı hatalardan sizler de sorumlu olacaksınız. Tıpkı diğer üniversitelerde olduğu gibi gelsinler, denklik sınavına girsinler, başımızın üstünde yerleri var. O zaman biz de gönül rahatlığıyla gidelim, bunlara muayene olalım.
Şimdi, daha garip bir durumu sizlere anlatacağım bu fakülteyle ilgili. Efendim, bu fakültenin daha iyi olması için ne yapmak gerekiyor? Akıllıca bir yaklaşım olduğunu düşündükleri bir yönteme başvurmuşlar. Türkiye’den birkaç tane öğretim üyesi götüreceklermiş de, orada zaman zaman ders verecekmiş. Allah aşkına, tıp fakültesini bilenler bilirler. ‘Taşıma suyla değirmen dönmez’ diye bir atasözümüz var. Bu üniversitede öğretim üyesi olan hocalar hiçbir şekilde bu eğitimi bu şekilde yürütemezler, çünkü tıp fakültesi eğitimi zordur ve devamlılık ister.”

Tıp eğitimimiz Kazakistan’dan iyi
“Ehil olmayan birini hekim diye kabul ederseniz, bu hekimin kimi vuracağı asla belli olmaz” diyen Atıcı, sağlıkta yapılan hataların hiçbir şekilde geri alınamayacağını söyledi. Atıcı, milletvekillerine seslenerek, “Gelin, bu yanlışa ortak olmayın. Gelin, geceleri uykunuzu kaçıracak işlere lütfen imza atmayın. Kazakistan’a göre gelişmiş olduğumuzu çok iyi biliyoruz. Ülkemizde bile tıp eğitiminde sorunlar yaşanırken Kazakistan’da eğitim alanların sağlık sistemimize getireceği yükü hiçbir şekilde düşünmek bile istemiyorum. Biz, kendi eğitimimizin yetersizliğinden yakınıp bunun hastalarımıza, insanlarımıza getirdiği yükleri tartışırken Kazakistan’daki iyi yetişmemiş hekimlerin getireceği yükü düşünmek bile istemiyorum” diye konuştu.
Türkiye’de sağlık sisteminin mükemmel olmadığını, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan bebek ölüm hızının binde 10 olduğunu, yani halen yılda 12 bin 500 bebeğin bir yaşına gelmeden hayatını kaybettiğini dile getiren Atıcı, “On yıldır elinizde her türlü imkân var, düşüre düşüre binde 10’a mı düşürdünüz? Yunanistan’da bu oran binde 4. Bulgaristan bile bizden iyi. Beğenmediğiniz Suriye bile bizden iyi” dedi. Atıcı, Kazakistan ile imzalanacak bu anlaşmanın sağlık sistemini daha iyi hale getirmeyeceğini, eğer 12 bin 500 bebek ölüyorsa daha kaliteli bir sağlık sistemine ihtiyacımız olduğunu ifade etti.

Mecburi hizmetten muaf olacaklar
Olayın hakkaniyet boyutuna bakıldığında mecburi hizmetin gündeme geldiğine dikkat çeken Atıcı, Türkiye’de tıp fakültesini bitirenlerin mecburi hizmete gittiğini, ancak Kazakistan’dan gelecek “daha az başarılı” hekimin doğru ihtisasa gideceğini kaydetti. Atıcı, şunları dile getirdi:
“Yani eğer sizin haktan anladığınız buysa ben söyleyecek laf bulamıyorum. Ama eğer haktan, adaletten anladığınız bu değilse bu öneriyi geri çekin. Bu öneri sizi bu dünyada da, ahirette de ciddi şekilde üzecektir, haberiniz olsun Sayın Bakan. Ben de yüreğimin yettiği sürece bunu her yerde her zaman konuşacağım.

Bu tasarının 12’nci maddesinde Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinin rektörünün Kazak tarafından olacağını söyledim. Bu da akıllara ziyan veren bir şey. Bakın biz bu üniversitenin bütün finansının yüzde 54’ünü sağlıyoruz. Akademik katkımız neredeyse tamamen bizden kaynaklanıyor. Ondan sonra da diyoruz ki, ‘Rektör onlardan olsun.’ Yine Mütevelli Heyet Başkanına sordum: ‘Allah aşkına bu doğru mu?’ dedim. Akademik yardım bizden, her şey bizden, siz kalkıyorsunuz, gidiyorsunuz öbür tarafı rektör seçiyorsunuz. Bana dedi ki ‘Evet haklısınız, bu doğru değil ama kabul ettiremedik.’ Yahu kabul ettiremediysen çek anlaşmayı geri. Eğer anlaşmayı geri çekmiyorsan bizim bilmediğimiz başka şeyler mi var? Ne olur bunları bize anlatın.”

(Kaynak: Medimagazin)

İLGİLİ YAZILAR

10,259BeğenenlerBeğen
11,061TakipçilerTakip Et
8,931TakipçilerTakip Et

TUS’da Başarının Yol Haritası

Hayatta attığın her adım sana özel olmalı Sen gülmelisin hayatına Sen tutmalısın yüreğinde geleceğini Hüzün de neymiş , ne işe yarar ki? Ben yapamam diyerek, ne kadar adım...