Açık Mektup 1:
Sağlık harcamalarını kısın emri geldi! Değil mi?
Vatandaş pamuk eller cebe…
Hükümet ilaç harcamalarında sorun yaşıyor. İki yılda global bütçe (2009’da 3 yıllık yapılmıştı) 1.2 milyar lira aşılmış durumda. Çaresiz 125 ilaca 17 Kasım’da iskonto getirildi. Ancak, fiyat indirimleri ilaç firmaları tarafından kabul edilmedi. İlaçlarını piyasadan çektiler. Vatandaş kritik ilaçlara ulaşmakta ciddi sıkıntı yaşadı. Hükümet kararından hemen vazgeçti…
Özel sektöre ve ilaç sektörüne kabadayılığınız sökmüyor. Onlar zaten Sağlıkta Dönüşüm Programının ortakları. Gücünüz kanun hükmünde kararnamelerle hekimlere, sağlık çalışanlarına yetiyor.
Vatandaş başına gelecekten habersiz. Şimdilik… Ama çember daralıyor. Katkı payı adı altında cebine uzanan eli hissedince balayı bitecek.
Bıçak sırtı oyunu sürdürmek güçleşiyor…
“Kazan kazan” düsturu sağlıkta çalışmıyor değil mi?
Hem sermaye hem AKP hem de halk kazanacak! Bir yere kadar…
Sağlığı sermayeleştirdiniz. Daha endüstriyel, daha piyasacı, maliyeti çok daha yüksek, büyük ölçüde özelleşmiş ve uluslarasılaşmış bir sağlık sistemi kurdunuz.
Vatandaş itiraz etmesin diye yoksullara sağlık yardımı yaptınız. Ancak bunu hak statüsüne kavuşturmak yerine ‘yardım’ olarak yaptınız. Vatandaşın anayasal hakkı olan sağlık hizmetini yoksullara AKP’nin hayırseverliği olarak sundunuz.
Sağlıkta Dönüşüm Programınızı bir ‘başarı’ öyküsüne büründürdünüz.
Üst sınıfın çıkarlarına hiç dokunmadan hatta onlar için karlı yeni sektörler ve onlardan iktidara yeni yandaşlar yaratarak, toplumsal çatışma paradigmasını orta sınıf ile alt sınıf arasında kurgulayarak, sosyal politikaları geçici ve kısmi de olsa alt sınıfı memnun edecek biçimde uygulayarak, orta sınıfta oluşacak itirazı ise özel stratejiler ile en azından ertelemeyi başararak, Dünya Bankası ve uluslararası sermaye tarafından desteklenen Sağlıkta Dönüşüm Programınızı bir ‘başarı’ öyküsüne büründürdünüz…
Ama artık Sağlıkta Dönüşüm Programını neoliberal ekonomiye ve iktidarınızın sürdürülmesine hizmet edecek biçimde kullanmanızın sınırlarına geldik…
Şimdi herkes aşağıdaki dönüşümlere bakacak:
Sizin iktidarınızda sağlık harcamalarında rekor artışlar oldu. Kişi başına sağlık harcaması yılda 846 Dolar’a, toplamda yılda 2010’da 49.5 milyar Dolar’a ulaştı. Toplam sağlık harcamasının ulusal gelirdeki payı %6’ya yükseldi (2008 yılı).
Sizin döneminizde sağlık harcamalarındaki artış merkez zengin ülkelere benzedi. Oysa, Türkiye hala refah sistemi güvensiz, sosyal ve teknolojik açığı olan, ulusal inovasyon sistemini geliştirememiş ve biyoteknolojik açıdan tamamen dışa bağımlı bir ülke olmaya devam etmektedir.
Buna rağmen bir an Türkiye’nin geçmişteki sağlık harcamalarının düşük olduğu gerçeğini vurgulayarak bu artışı olumlu kabul etsek bile harcamaların bileşimi, asıl yaptığınızın ne olduğunu kolayca gösteriyor bize: Özel sağlık sektörü yarattınız. İlaç sektörünü büyüttünüz. Özel sağlık sigortacılığına yeşil ışık yaktınız.
Harcamalar çok büyük oranda tedavi edici sağlık hizmetlerine; büyük oranda hastane hizmetlerine (%40) ve ilaca, asıl olarak ta özel sağlık sektörüne yönelik oldu.
Sayıları hızla artan özel hastanelere 2008 yılında kamu kaynaklarından 6 milyar Dolar aktardınız.
SGK ödemelerinde özel sektörün payı her yıl artarak %30’lara ulaştı.
SGK özel hastanelere ödediği gibi ilaç şirketlerine de büyük paralar ödedi.
2008 yılında SGK özel hastanelere 6 milyar, ilaç şirketlerine de 9.4 milyar Dolar, toplamda özel sektöre 14.5 milyar Dolar ödedi.
Bu rakamlar, 2002 yılından 2008’e sadece 6 yılda 6 kat arttı.
2008 yılı kamu sağlık harcamasının paylaşımına bakarsak niyetiniz apaçık anlaşılıyor: SB %58, Özel Hastaneler ve Özel Tıp Merkezleri %26, Üniversite Hastaneleri %17, diğer optik, tıbbi malzeme ve görüntüleme %4.
Sayıları 500 civarında olan ve kamudan 2008 yılında 6 milyar Dolar aktarılan özel sağlık kurumlarına buna ek olarak vatandaşın katkı payı ya da fark adı altında cepten ödemeler de yapmasına imkân tanıdınız.
Özel sektör son 8 yılda birkaç yüz hastane ile kamunun 80 yılık binlerce hastanesi ve yüz binlerce çalışanı ile yaptığı birikimin yarısına ulaştı.
Kamu sağlık harcamasındaki artış ile özel sağlık sektörü yarattınız.
Peki ne pahasına? Kim ödüyor bedeli?
SGK bütçesi her yıl daha fazla oranda açık vermekte ve bu açık merkezi bütçeden karşılanmaktadır (bedeli vatandaş ödüyor).
2002-2008 iktidarı döneminizde SGK harcama artışı 3.5 kat, bütçeden yapılan harcama artışı 1.8 kat, Yeşil Kart’taki harcama artışı 6 kat oldu.
SGK sayesinde kamu finansman kurumları dışarıdan hizmet satın alan bir sektör haline getirildi. SGK hizmet satın alan ve özel sağlık hizmeti üreticilerine ciddi oranda kaynak aktaran bir yapı olarak işlev gördü.
Bu bağlamda siyaset adamı, yüksek bürokrat, akademisyen uluslar arası ve ulusal sermaye sahiplerinin ilginç bir işbirliği dönemine tanıklık ettik.
İlk SGK Başkanı Tuncay Teksöz SGK Başkanlığından ayrılınca, dünyanın büyük ilaç firmalarından Pfizer’e sağlık politikaları danışmanı oldu. İkinci SGK Başkanı Tahsin Güney istifa edip, Türkiye’nin özel hastane zinciri, büyük hisse oranı kısa süre önce yabancı bir şirkete satılan Acıbadem Hastanelerine danışman oldu. Aynı dönemde Hacettepe Üniversitesi ile Pfizer stratejik ortak oldu.
Türkiye’de ilaç piyasası yılda %10-15 büyümektedir; 2020 yılında ilaç piyasasının en büyük 10 aktörü arasında olacağı ön görülmektedir. Yerli ilaç şirketleri tek tek yabancı şirketler tarafından satın alınmaktadır (Eczacıbaşı İlaç 650 milyon Dolar’a satıldı). 43 üretim tesisinin 14’ü yabancı şirketlere aittir. Yakın gelecekte bu pazardaki hızlı büyüme ve sermayenin uluslarasılaşması artarak sürecektir.
Bu arada toplam 16 milyar Dolar’lık yeni dev hastane ihalelerine (sağlık kentleri) başladınız. Kamu- Özel işbirliği adı altında kamu kaynakları ulusal ve uluslararası sermaye gruplarına aktarılmaktadır. Ankara Etlik’te yapılacak olan hastanenin ihalesi bitti ve 2 milyar Dolar’a bir İtalyan –Türk ortaklığına verildi. Astaldi-Türkerler ortaklığı 2.4 milyar liraya sağlık kampüsünü tamamlaması ve 25 yılda devletten 8 milyar lira kira alması ön görülmektedir. Kampüsün tamamlanmasıyla Ankara’nın merkezi semtlerinde yer alan 7 hastane taşınacaktır. Bu hastanelerin yerleri ise Astaldi-Türkerler tarfından otel, alışveriş merkezi gibi ticari alana dönüştürülecektir.
1000- 3000 yatak kapasiteli bu dev hastaneler kent dışında kurulmakta, eski hastanelerin buralara taşınacağı ve şehir merkezindeki eski hastane yerlerinin ise yeni rant alanlarına dönüştürülmesi planlanmaktadır (“inşaat ya resulullah !”)*.
Gelelim kritik noktaya; 2011 yılında Türkiye ekonomisi için en büyük sorun olarak tanımlanan cari açığın önemli bir kısmının sağlık harcamalarındaki artıştan kaynaklanmaktadır.
Ekonomistler bu ciddi boyutlardaki sağlık harcamalarına 2002-2010 yılları arasındaki likidite bolluğu ve konjonktürel olarak yakalanmış %8.5’lik büyüme hızlarının imkan verdiğini ancak, kapitalizmin küresel krize girdiği önümüzdeki dönemde sürdürülebilir olmadığını düşünmekteler.
Sağlıkta Dönüşüm Programının ortakları; özel sektör ve ilaç şirketleri de halden anlamıyor!
Vatandaş pamuk eller cebe…
Sağlığınız dönüştü sıra cebinizde…
*Birikim Dergisi Ekim 2011 sayısı kapak başlığı.
Kaynakça:
- Ağartan T İ. Turkish health system in transition historical background and reform experience (basılmamış doktora tezi). State University of NewYork, New York 2008.
- Belek İ. Sağlıkta Dönüşüm: Halkın Sağlığına Emperyalist Saldırı. İstanbul, Yazılama Yayınevi, 2011 baskıda.
- Buğra A, Keyder Ç. New poverty and the changing welfare regimes of Turkey. Prepared for the United Nations Developments Programme. Ankara, UNDP, 2003.
- Cavit Işık Yavuz İkinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde değişim: Hastanelere bakış. İstanbul, Sosyal Araştırmalar Vakfı Almanak 2009 Analizleri, 2009.
- Hamzaoğlu O. Sağlık hizmetleri metadır finansman kaynaklarının kökeni farklılık sömürü oranlarındaki farklılıktan kaynaklanır. İstanbul, Sosyal Araştırmalar Vakfı Almanak 2009 Analizleri, 2009.
- Keyder Ç, sÜstündağ N, Ağartan T ve Yoltar Ç. Avrupa’da ve Türkiye’de sağlık politikaları: Reformlar, Sorunlar, Tartışmalar. İstanbul, İletişim Yayınları, 2007.
- Leys C, sPlayer S. The plot against the NHS. Pontypool, The Merlin Press, 2011.
- Özkan Ö, Çatıker A. Sağlık sektöründe esnek üretim ve sağlık emek gücüne etkileri. İstanbul, Sosyal Araştırmalar Vakfı Almanak 2009 Analizleri, 2009.
- Öztürk O. Sağlık hizmeti sunumu kapsamındaki hak değişimleri 2002-2009. İstanbul, Sosyal Araştırmalar Vakfı Almanak 2009 Analizleri, 2009.
- Panitch L, Leys C. Kapitalizmde sağlık sağlıksızlık semptomları. İstanbul, Yordam Kitap, 2011.
- Sağlık Bakanlığı Sağlıkta Dönüşüm Programı Değerlendirme Raporu 2003-2011. http://ekutuphane.tusak.gov.tr/kitaplar/turkiye_saglikta_donusum_programi_degerlendirme_raporu_(2003_2011).pdf
- Sarı C. 2009 yılında Türkiye’de sağlık ve sosyal güvenlik. İstanbul, Sosyal Araştırmalar Vakfı Almanak 2009 Analizleri, 2009.
- Sönmez M. Paran kadar sağlık. İstanbul: Yordam Kitap, 2011.
- Teksöz T, Kaya Y. Hevacıoğlu. Sağlık reformunun sonuçları itibariyle değerlendirilmesi, TEPAV, 2009.
- Terzi C. Sağlıkta Dönüşüm Programı: Sağlık Sisteminin Sermayeleşmesi. 12. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi, ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi, 14-16 Aralık 2011, Ankara, Kongre Kitabı, s. 228.
- Terzi C. Performansa göre geri ödeme sistemi. TCD Genel Cerrahide Performans 2010, Terzi C, Ağalar F (ed): Ankara, BATY Yayın, 2011 s. 11-17.
- Ulutaş Ç Ü. Türkiye’de sağlık emek sürecinin dönüşümü. Ankara, Notabene Yayınları. 2011.
Prof. Dr. Cem Terzi – Hekimedya