İzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Suat Kaptaner, başkan seçildikten sonra ilk röportajını gazetemiz Haber Ekspres’e verdi. Seçim sürecinden ülkenin sağlık sistemine kadar bir çok konuda Kordon’da kahvaltısını yaparken sohbet ettiğimiz Op. Dr. Kaptaner, yeni oda yönetiminin planladığı projeleri ilk kez anlattı. Mesleğinin verdiği ‘insana değer’in her cümlede öne çıktığı sohbetimizde Op. Dr. Kaptaner, herkes gibi doktorların da ‘insan’ olduğuna vurgu yaptı…
Şiddet için kısa film izletilecek
29 Nisan İzmir Tabip Odası seçimlerini kazanan Hekim Güçbirliği grubu yönetim kurulu adayları içinden 2012-2014 yılları süresince başkan olarak seçilen Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Suat Kaptaner, İzmir Tabip Odası’nın yeni yönetimiyle çok kısa sürede ilk projesini hayata geçirdiğini bunun da tabi ki en gündemde olan ve acil çözüm bekleyen hekime şiddeti önlemeye yönelik olduğunu söyledi. Hekime şiddete yönelik hasta ve yakınlarının bilinçlendirilmesinin hedeflendiği bu ilk projede tüm hastanelerde dağıtılmak üzere 30 bin bildiri-reçete basıldı. Reçete sayısı 100 bin olana kadar da hasta ve yakınlarının bilgilenmesi açısından bu reçeteler bastırılmaya ve dağıtılmaya devam edilecek. Reçetede ‘el birliği ile hekime karşı şiddete engel olalım, hekimlerin tek amacı sizi sağlığınıza kavuşturmaktır, hekim ve hastalar karşıt taraflar değildirler, can güvenliği derdine düşmeden tedavinizi yapmak istiyoruz’ şeklinde açıklamalar bulunuyor. Ameliyatlarından çıkar çıkmaz hastane bahçesine inip reçeteleri dağıtan Op. Dr. Suat Kaptaner, böylelikle hastalarla sohbet etme fırsatını da bulduğunu söyledi. Op. Dr. Kaptaner, “Onlar da bizi anlamaya çalışıyor. Çok güzel tepkiler aldık. Hasta ve hekim arasındaki sevgi ve saygıyı gösteren, çok dikkat çeken bir afişimizi de tüm hastanelere astırdık. Projenin en önemli ayağından biri de kısa film. Şimdilik üniversite hastanelerimizin monitörlerinde gösterimi başlayan ‘şiddete hayır’ kısa filmi, İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Özkan ile görüştükten sonra devlet hastanelerinde de yayınlanmasını talep edeceğiz. Öldürülen arkadaşımız Dr. Ersin Arslan’nın kokartlarını yakamızdan çıkarmıyoruz. Yaşanan bu acı olayı unutturmayacağız” diye konuştu.
Psikiyatristler eğitim verecek
Tabip Odası yönetimi olarak son zamanlarda artan şiddet olaylarının yakından takipçisi olduklarını, çözüm bulmak açısından yetersiz gördükleri alanlarda çalışmalar yapacaklarını ifade eden Kaptaner, ikinci projelerinin ise doktorları yani kendilerini eğitmeye yönelik olduğunu açıkladı. Psikiyatristlerle ortak bir çalışma yapmayı planladıklarını belirten Op. Dr. Kaptaner, “Psikiyatri derneğinin şiddet konusunda çalışmaları da bulunuyor. Psikiyatristler, hekimleri ve hastaları eğitecek. Onlardan yardım almamız, eğitim programının iyi işlemesi açısından yararlı olacak. Empati duygusu hekimlere gerekli bir duygu. Hastalar sıkıntılı ve sorunlu bir şekilde hekimin karşısına geliyor. Hastaya ameliyat öncesinde ya da muayenede ayıracak yeterli zaman olmadığı için, hastanın neler beklediğini empati kurarak anlamamız, elimizden gelenin en iyisini yapmamız gerekiyor. Kısa süre içinde doğru iletişimi nasıl sağlayabileceğimizi psikiyatrist arkadaşlarımızdan öğreneceğiz. Hastalarda da şöyle bir durum var; hem uzun süre muayene olmak istiyorlar hem de içeride başka bir hasta varken sıra beklemek istemiyorlar. Bekleyen hastalar, ‘sağolsun hekim çok ilgileniyor’ demeyip, ‘ben kaç dakikadır bekliyorum’ diyor. Başkaları olunca muayene kısa sürsün, beklemeyeyim mantığı. Hekimler de böyle bir ortam içinde hem hastanın şikayetini dinliyor, hem hastayı muayene etmeye çalışıyor, hem de şiddetten kendini korumaya çalışıyor. Fakat şiddet olaylarının artmasının esas nedeni de Bakan ve Başbakan’ın ağzına geleni televizyona çıkıp doktorlara saymaları. Bunları sürekli duyan vatandaşta şiddeti bir hak gibi görüyor. Şiddete yasal bir önlem alınması lazım. Silahla, bıçakla hekimi tehdit eden hastaya aynı klinikte hizmet verilmemesi lazım. Bu durumu kabullenmeyeceğiz. Sesimizi duyuracağız” dedi.
Hastaneler ticari merkez olacak
Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılacak olan Kamu Hastaneleri’nin başına geçeceklerin artık doktor değil işletmeci olacağını, bu durumunda hastaneyi iyice ticari bir merkez haline getireceğini söyleyen Op. Dr. Kaptaner, “Hastaneye sağlık kurumu olarak bakmayan bir yönetimden ne beklenebilir. Bir işletmeci ticari kurum olarak gördüğü hastanelerin verdiği hizmete değil, yaptığı karı takip edecek. Hastanelerde kadro açmayan bakanlığın ‘Kadro sıkıntısı yaşıyorsanız, size uzman gönderelim’ gibi yazıları fakültelere gönderdiğini duymaya başladım. Kadro açmıyorlar ama kadro sıkıntı olursa kendileri görevlendirme yapacaklarmış. Yani her yerde bir kadrolaşma işi yapacaklar” dedi. Tıpta desentisisasyon denilen yani hasta hassasiyetini azaltan bir tedavinin yapıldığını söyleyen Kaptaner, “Mesela alerji tedavilerinde alerjiye neden olan maddeler saptanıp, bu maddelerden aşı hazırlanır ve hastaya yavaş yavaş verilir. Hastanın vücudu bu maddeye karşı bir defans geliştirir ve o maddeye alerji kalmaz. Sağlıkta karşılaşılan olumsuzluklar da aynen bu şekilde. İlk karşılaşıldığında herkes olumsuzluklara aşırı tepki verip ayağa kalkıyor. Daha sonra hep aynı olaylar yaşanınca insanlar tepkisiz kalıyor. Olanlar hızla izlenmeye başlanıyor. Sürekli tepki vermek organizmanın doğal bir davranışı değil. Maalesef öğretim üyeleri yaşanan olumsuzluklardan 2 yıl ücretsiz izne çıkmak zorunda kaldı. Bu süre bitince de çoğu istifa edecek. Sadece uzaktan izlenen ve çözüm için adım atılmayan sağlık sisteminin içinde olmayı doktorlar istemiyor” ifadelerini kullandı.
Resmi tatilde hekimler çalışmamalı
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK)’nın 1 Mayıs resmi tatil olmasına rağmen hastanelerde provizyon açtığını, hastane sahiplerinin korkuları nedeniyle birkaç hekim de olsa çağırıp, çalışmaya zorlandığını üzülerek izlediğini söyleyen Op. Dr. Kaptaner, “Resmi tatilde hasta bakılmamalı diye 2 sene önce görüşmelerimizi yapmıştık ve o dönemde kabul edilmişti. Tekrar aynı durum ile karşılaşan hekim arkadaşlarımız olduğunu duyunca çok üzüldük. Bu hafta randevu alıp, konuyu gündeme getireceğiz. Hastane sahiplerinin açılan provizyonda hasta bakılmadığı görülünce ‘benim hastanem ile uğraşmasınlar’ korkusuyla hekim arkadaşlarımızı çağırmaya hakları yok. Bu durumun çözülmesi için gerekli adımları atacağız. Resmi tatillerde acil servislerde nöbetçiler dışında hekim çalışmamalı” dedi.
Biat kültürü ile yönetiliyoruz
Hekimlerin çalışma koşullarının değiştirilmesi için çaba göstermesi gerektiğini, olanaksızlıklar içinde çözüm yaratmaya çalışan sağlık çalışanının taleplerini gündeme getirmesinin önemli oluğunu vurgulayan Op. Dr. Kaptaner, “Sağlık çalışanı her yere bölünmeye çalışıyor. Hasta taşıyan personel yetersiz… Hemşire bir ucundan tutuyor, hasta yakını bir ucundan tutuyor. O an için iş yapılıyor ama hasta benimle ilgilenmediler diye sonradan şikayet ediyor. Olumsuzlukların faturası sağlık çalışanına çıkıyor. Bu yüzden anlık iyileştirmeler değil, eksikliklere kalıcı çözümler bulmak gerekiyor. Hekim arkadaşlarımız ve diğer sağlık çalışanı arkadaşlarımız problemlerine sahip çıkıp, anında bildirimi yapsınlar” diye konuştu. Kaptaner sözlerine şöyle devam etti: “Sosyal ekonomik düzeyi bizim gibi olan ülkeleri incelemeye başladık. Oralarda da şiddet olayları yaşanıyor mu? Yoksa hekime şiddet bizim ülkemize mi özel araştırmaya başladık. Aslında yönetilmeye çalışıldığımız ‘biat’ kültüründe soralım araştıralım diye bir şey yok. Bu böyledir; alın, kabul edin diye her alanda dayatma var. Cehalet geliştikçe aydın kesim hedef olarak görülüyor, düşman biliniyor.”
TTB hekim sorunlarıyla ilgilenmiyor
Türk Tabipler Birliği (TTB)’nin Haziran ayında yapılacak genel kurulunda sağlık çalışanlarının yaşadığı her sıkıntıyı paylaşacaklarını ifade eden Kaptaner, “Kurulda şiddet olayları, özel hekimlerin içinde bulunduğu zor çalışma ortamı, acil ve 112 servislerinde çalışan hekimlerin sorunlarını gündeme getireceğiz. Şiddet olayları genellikle acil ve 112 servislerinde yaşanıyor. Acillerde ‘yeşil alan’ diye hasta aciliyetini belirlediğini söyledikleri, masa başında bir karar verdiler. Hekimler orada nelerle karşılışıyor, bir kere merak edip soran yok. Karar verilmeden önce hiç bir sağlık çalışanının görüşü alınmıyor. Ben karar verdim, yaptım, sen git uygula mantığıyla iş yürümez. Sağlık Bakanı ve Başbakan’ın konuşmaları tamamen popülist, sorun çözücü değil. Bunun dışında TTB yeni yönetimi belirlenirken yeni bir anlayışın gelmesi için çaba göstereceğiz. TTB malesef hekim sorunlarıyla değil, siyasi işlerle ilgileniyor” diye konuştu.
Haber: Nihal Işık