Milliyet gazetesinde Abbas Güçlü’ nün yazısı.
Günümüzde artık 100 yaş hayal değil. Uzmanlara göre, yeni doğan çocukların ömrü çok daha uzun olacakmış. Tabii eğer hayatta kalabilirlerse. Çünkü özellikle kanser riski her geçen gün artıyor…
Bu gece Genç Bakış’ta bu konuyu ele alacağız. Genetiği değiştirilmiş gıdalardan obeziteye, sahte baldan tarım ilaçlarına kadar her şey konuşulacak.
Ve bakalım ortaya nasıl bir tablo çıkacak?
Kim dur diyecek?
Peynir kireçli, tavuk antibiyotikli.
Bal sahte, zeytin boyalı, salam-sucuk-sosis-virüslü.
Gıda terörü dört bir yanımızı sarmışken sağlıklı yaşamak, en değerli varlığımız çocuklarımızı sağlıklı beslemek mümkün mü?
Nüfus ve talep her geçen gün artıyor, şehirleşme hızlanıyor buna karşın tarım alanları azalıyor, doğal hayat her gün daha çok köşeye sıkışıyor…
Organik ürünler, diyetler, GDO… Hayatımıza her gün yeni kavramlar giriyor…
Kutu sütler, damacana sular, uzun ömürlü yoğurtlar, tarım ilaçlı sebzeler…
Artık her yediğimiz şeye şüpheyle bakıyor, her gün yeni bir besin için kanser uyarısı alıyoruz! Yılda 12 milyon yeni kanser vakası kaydedilirken bu vakaların yaklaşık 3 milyonu beslenme, aşırı kilo ve hareketsizlikle ilgili.
Peki, bu karmaşada sağlıklı yaşamın yolunu nasıl bulacağız? İnsan genetiği 120 yaşına kadar yaşama potansiyeline sahipken bu yaşa neden ulaşamıyoruz?
İşte bu gece Genç Bakış’ta bu soruların cevapları aranacak.
100 yaş hayal mi?
100 yaşına kadar yaşamak mümkün mü? Yediğimiz yoğurttan bala, içtiğimiz sütten suya kadar hayati önem taşıyan gıdalar hakkında her geçen gün yeni iddialar gündeme geliyor. Özellikle çocuklarımızı nasıl besleyeceğimiz bir tartışma konusu.
Temize çıkan tereyağı ve yumurtadan sonra doğru bildiğimiz yanlışlar neler?
Uzun yaşamanın sırları nedir?
Kanser vakaları son yıllarda neden arttı?
Daha sağlıklı diye tercih edilen tavuktaki tehlike ne?
GDO’lu gıdalar tehlike saçıyor mu?
Organik ürünler ne kadar güvenilir?
Gittikçe yayılan obezite ile nasıl mücadele edilir?
Açık süt mü, paket süt mü? Hangisi daha sağlıklı?
Tarım ilaçlarının zararları neler? Alternatifi var mı?
Sağlıklı nesiller yetiştirmek için neler yapılmalı?
Prof. Dr. Kenan Demirkol, Prof. Dr. Yavuz Dizdar ve doğal hayat sevdalısı Hayrettin Karaca’nın konuk olacağı program, 100. yaşını kutlayan Yıldız Teknik Üniversitesi’nden ekrana geliyor.
Organik tarım var mı?
Mayınlı araziler dışında zehirlenmemiş toprağımız ve temiz akarsuyumuz kalmamış. Bu ısrarla dile getiriliyor. Durum böyleyken, organik tarımdan bahsedilemez deniyor. Peki, böylesi bir ortamda sağlıklı beslenme nasıl gerçekleşecek?
Daha da komiği, hemen herkesin, yediği, içtiği her şeyin doğallığını kaybettiği halde, yemeye devam etmesi. Çünkü başka çare yok diyorlar. Ama birilerinin bu işi artık ciddiye alması gerekir. Yoksa genetik özelliklerimiz bozulur iddiasında bulunanlar da var.
Hadi kendimizi düşünmüyoruz. Peki, en değerli varlığımız çocuklarımızın geleceği ne olacak?
Bırakalım ne halleri varsa görsünler mi diyeceğiz yoksa dizi izlemekten, kafalarımızı kuma gömmekten vazgeçip, biraz da bu konularla mı ilgileneceğiz?..
Sağlıklı nesiller yetiştirmek için şapkaları önümüze koyup düşünmenin zamanı geldi de geçiyor. Ve bu durum, sadece devlete bırakılmayacak kadar önemli. Eğer taşın altına hepimiz, hep birlikte el koymazsak sonuçlar, bugünkünden çok daha vahim hale gelebilir. İşte bu yüzden, bu gece, biraz uykusuz da kalsanız, Genç Bakış’ı sonuna kadar izlemelisiniz. Kendiniz için olmasa bile, çocuklarımız için buna değecektir.
Ders konulsun
Hemen her konuda yeni dersler konuluyor, öğrencilere yeni bilgiler veriliyor. Keşke sağlıklı beslenme konusunda da zorunlu bir ders konulsa ya da ilgili derslerin içinde özel olarak ele alınsa. Ama önce, öğretmenlerimizin bu konuda bilgilendirilmeleri gerekiyor.
Belki de üniversitelere bir el kitabı hazırlatılıp herkese dağıtılabilir. Ama kafaları karıştırmayacak bir şekilde.
Özetin özeti: Sağlıklı beslenme konusunda kafalarımız öylesine karıştırıldı ki, doğru olan ne şaşırdık kaldık. Ne olur artık birileri bu konuyu ciddiye alsın!…