Milliyet gazetesinde Abbas Güçlü’ nün yazısı:
YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya, Ulusal Açık Arşiv Projesi kapsamında tez merkezini hayata geçireceklerini açıkladı.
Bugüne kadar, bırakın Türkiye genelini, aynı üniversitede bile, kimin ne yaptığını, kimse bilmiyordu.
Önemli bir adım ama çok daha önemli olan yapılan tezlerden ne kadarının patente ve endüstriyel ürüne dönüştüğü?
Evet master ve doktora yapan araştırmacı sayımız hızla artıyor, ancak bu araştırmalardan pek çoğunun sadece ve sadece akademik kariyer için yapıldığını da hepimiz biliyoruz.
Çetinsaya’nın bu yöndeki yaklaşımı önemli ama yetersiz:
“Bu tez merkezimizde, 1987 sonrası 350 bin tezimiz mevcut. Tez merkezimizi geliştiriyoruz. Aynı zamanda bu tez merkezimizin içine yurt dışındaki Türk vatandaşlarımız tezlerini de ekledik.
Daha da ötesine geçiyoruz. Türk üniversite tarihi boyunca üretilmiş, yapılmış bütün resmi yayınları da bu merkezimize ekleyeceğiz. Yani İstanbul Üniversitesi’ndeki hocaların yapmış olduğu makaleleri, tezleri ulusal açık erişim sistemi içerisinde bütün dünyanın istifadesine sunacağız.
Bunun için bütün alt yapılar tamamlandı. Bunu da dispeç yazılımı ile yapıyoruz. Bu sayede bütün arama motorlarında kullanıma açılacak. Eylül sonu- Ekim başında açılışını gerçekleştireceğiz.”
Şimdi gelelim can alıcı soruya: Bütün bu araştırmaların ülkemize katkısı ne oldu? En ileri ülkeler, hatta eyaletler bile, madem ki bu araştırmalar bizim kaynaklarımızla destekleniyor, bize katkısı ne sorusunu soruyor.
Ve bu tavrı göstermenin zamanı, bizde de geldi de geçiyor!.. Kaynak: Milliyet